28.7.11

İsmet Özel - Sıkı Şiir

Kalmaz gerek longaya
Şairi bastır tongaya
Tuzla şair kokmasın
Berkçe bastır kalkmasın.

İki dinler pir söyler
Bini geçer inlediği iyi ki cinler
Onarır ardında ön art dağlar ve duman
Kimde kaldıysa kaldı Süleyman
Mühür onda
Mikrofonda
Tutuşmalı müsabaka etek ve yaka
Taka silke leyerek lek
Dolduruş hesap soruş
İki el bir taş
Oink
Gevrek dal çarpık dalaş.

(Of Not Being A Jew kitabından)

7.7.11

Cenab Şahabeddin - Elhân-ı Şitâ جناب شهاب الدین - الحان شتا


بر بیاض لرزه، بر دومانلی اوچوش،
اشینی غا‍ءب ایله ین بر قوش گبی قار
گچن ایام نوبهاری آرار.

ای قلوبڭ سرود شیداسی،
ای كبوترلرڭ نشیدهلری
او بهارڭ بو اشته فرداسی: 
قاپله دی بر درین سكوته یری قارلر
كه خموشانه دمبدم آغلر.

ای اوچاركن دوشوب اولن كلبك،
بر بیاز ریشه جناح ملك گبی قار
سنی صولغون حدیقه لرده آرار.

سن آچاركن چیچكلر اوستونده
اوفه جیق بر چیچكلی یلپازه،
نعشن استونده شیمدی، ای مرده،
باشله دی پرچه پرچه پروازه گارلر
كه سماءدن دوشر دوشر آغلر.

اوچدیڭز، گیتدیڭز سز ای قوشلر؛
كوچوجوك، سرسفید بایقوشلر گبی قار
سزی داللرده، لانه لرده آرار.

گیتدڭز، گیتدڭز ای مرغان،
شیمدی بوش قالدی سرتسر یووالر.
  یووالرده – یتیم بی افغان! –
صون قالان ماءی تویلری قووالر قارلر
كه حواده اوچار اوچار آغلار.

5.7.11

Tıpatıp Ölürse Her Şair / Tıbbın Elinden Ne Gelir

Hoppa kadın, bir duello ve sonuç
Zihne varoluş fikri değer şaplanmış ayarıyla
Önü sıra süprülmeyen örtücü rüzgârda
Muhtemelen karlardır
İhtimal sonucu örtüyor
Örtük daha örtülüyor bir kat
Katı kata dönük döndürülüyor
Kapanık kaplıyor kapanı
Çapı çarpıyor çarpık
Ağzının tersiyle gönlü yıldırıp Âdemoğlu
Baştankara İsa öğreti alfa hatırlatması
Baştan ayağa büyük O
Karlar sonuçta rüzgârın süpüremediği karlar da eriyor
Karlar değil Ruslar Puşkin’i öldürmüş olmakla eriyor
Bu hal bir o milletin başına geliyor Ruslar eriyor
Ermek üzere Ruslar kıvrığı ruhta kalan kıvırcıklığa
Ermektedir ecinniler esmerleşme fırsatına. Hopa!
Medeniyeti Puşkin mi getiriyor Erzurum’a?

Artvinliler Iğdırlılar Karslılar
İlkin salınıp ortaya salıp sonda saldırıyor
Gam salıyor bu adamlar İstanbul’a
Çığlık çığlık İstanbul
Çığrışıyor her yöreden adamlar
Tutmaz ise salımdan diye bu ara
Beş dakika
İki harp arası oluyor
Taka muzaffer Mussolini tukasına alelusul sarıyor
Hindenburg da Hitler’e sardırıyor neyi
Founding Fathers Amerikan kafasına sardıysa
İtalyan partizanlar gün doğmadan talim ediyor
Keçi sütüne talim ediyor İtalyan partizanlar
Yosun kokusuna eklenen salkımları saymazsak
Neyin nanesi mignon Akdeniz
İçimi eritiyor yankee’cim piyadesi
Kime meydan okuyor
Kime mekân oluyor Paris kabristanları

Kim tadı kaçırıyor kim tuzu gize kaçan
René Char bağlıyorsa sonucu
Direniş mirasına kim olsa
Nece tilkiyse Rommel onca ana kuzusu
Sabahın körü elinin körü körlük karanlığı yiyor
Gırtlağa kadar yiyor her atıştırmak yatıştırıyor
Sızıyor gündoğusu mısralardan
Pisa barış kok sabunu yer mi Ezra Pound?
Bil bak yese hangi tevil bulur
Yerdi e.e.cummings Fransalarda?

Tel canbazı boya küpü sisli salon dal kırmızı çığ meşin
Delindi küp ücreti kemancıya yan cepten ödendi peşin
Israr ediyorsa Sibelius yerine Grieg çalmakta neşesi bilir
Mezar sembolizmi! Sembolizm mezara gir!
Tanrı ısıt Görklü Tengri bil bak yemleri itinayla
Ayıklanmış pilotlar bile şair.

İSMET ÖZEL - Of Not Being A Jew kitabından

4.7.11

Gönüllü Kölelik

             ...
           Üçüncü dünyanın hızlı teorisyenlerinden ve kapitalist ülkelerin başkaldıran aydınlarının sağlam desteğini kazanmış Frantz Fanon, "Dünyanın Lânetlileri" adlı kitabında bakın ne diyor: "Diyalektiğin denge mantığı içinde yavaş yavaş hal değiştirdiği bu durgun hareketi geride bırakalım yoldaşlar. Avrupa'nın zafere ulaştırmakta başarısızlığa uğradığı bütünsel insanı keşfetmeye çabalıyalım." İşte bu anlayış biçimiyle girişilen mücadele Batı karşısında büyük bir hezimete hazırlanmış demektir. Çünkü yapmak istediği nihayet Batılı adamın tarihi içinde belirlenmiş bir hedefi bile tecavüz edememektir.
          "Bütünsel insan" diyor bir zenci, onu Avrupalı gerçekleştirmedi, ben bu yolda çaba harcayacağım. Düşünün ki elinde bütün maddî gereçler ve bünyesinin bütün elverişliliğine rağmen sonuca kendi vatanında varamamış bir felsefî meseleyi Afrika'lı, karaderili yüklenecek? Bunu yapınca da Avrupa'lıya galebe çalacak?
           Bu davranışında nasıl sâfiyane kaldığını anlamak için önce bu zencinin kendini köle kılan şartların bu felsefî idealin uygulama alanı içinde hazırlandığını kavrayamamış olduğunu bilmek gerek. Avrupalılardan ödünç aldığı bir fikrî hazırlık zenciyi nereye götürür, bunu hiç hesaplamamış. Tek bildiği Batı'dan gelen üstün değerlere kendinin lâyık olduğunu gösterme hevesinden ibaret.
          İnsanoğlu bu seviyede köleliğe düçar olunca çare bulmak da zorlaşıyor. Bedenini kurtarmak, azad etmek için ruhunu Avrupalınınkiyle tam mutabakata erdirme düşüncesine öylesine saplanmış ki bu insanlar, kendi açtıkları kurtuluş hareketinde başarıya ulaştıkça batağa saplanacaklar. Çünkü onlar için kurtulmak demek Avrupa ölçülerine göre adamdan sayılmak, Avrupa ölçüleri içinde başarılı olmak demektir. Bu ise onların ruhlarını günden güne zayıflatmalarına, insanlıklarını aşağı bir seviyede muhafaza etmelerine yol açacaktır.
          ...

İsmet Özel, 16.02.1978, Yeni Devir (Bileşenleriyle Basit, Şûle Yayınları)

Tevfik Fikret - Yağmur توفیق فكرت - یاغمور


كوچوك، مطرد، محترز ضربه لر
قفسلرده، جاملرده پرا‍هتزاز
اولور دمبدم نوحه گر، نغمه ساز
قفسلرده، جاملرده پرا‍هتزاز
كوچوك، مطرد، محترز ضربه لر...

سوقاقلرده سیلابه لر آغله شر،
افق یاقلاشر، یاقلاشر، یاقلاشر؛

بولوتلر قاراردقجه ذراته بر
آغیر، محتضر دالغه لنمق كلیر؛

بورور بر صوغوق گولگه اطرافی هپ،
نمایان اولور گوندوزڭ نصف شب.

سونر شیمدی، منظور اولوركن دمین
هیولاءسی قارشمده بر عالمڭ.

آچیلمز نه بر یوز، نه بر پنجره؛
باقیلدقجه وحشت چوكر یرلره.

كچر بوش سوقاقدن، خیالت گیبی،
شتابان و پوشیده سر بر صبی؛

او دم لیل یادمده، صولغون، تباه،
سورور بر قادین بر ردای سیاه.

ساچاقلرده قوشلر – حزیندر بو پك! –
صوسارلر، اوزاقدن اولور بر كوپك.

اوتر گوش روحمده بوش بر انین،
بوغوق بر تضاد سكون و طنین:

كوچوك، پرهوس، گوهرین قطره لر...
سوقاقلرده، داملرده پراهتزاز
اولور متصل نوحه گر، نغمه ساز
سوقاقلرده، داملرده پراهتزاز
كوچوك، پرهوس، گوهرین قطره لر...

2.7.11

İdris ve Prometeus

...
Batı medeniyeti kendini Prometeus olarak gören aydınların eseridir, dersek büyük bir yanlış yapmış olmayız sanıyorum. Batılı, ilericiliği hep çatışmada görmüş, kendisine çatacak bir Zeus aramıştır hep. O saldırmalı, yıkmalı ve cezasını da beraberinde taşımalıdır. Tanrı düşmanlığı dayanağını kendi tanrılığından ve kendi eliyle kurduğu tanrılaştırmalardan alır. Batı felsefesi prometeuscu bir tabiattadır. Bilimi de 'ateş hırsızlığı' olarak anlar.

İslâmî anlayış içinde insanlara faydalı olmak düşüncesinin nasıl şekillendiğini anlamak için ise İdris Peygamber örneğine bakmamız gerekir. İlk olarak kalemle yazı yazan ve elbise diken İdris Peygamber'dir. İdris Aleyhisselâm'a göklerin esrarı açılmıştı. Nihayet Cenab-ı Hak, onu diri iken göğe kaldırdı. Kısas-ı Enbiya'da yer alan bu çok kısa açıklama içinde bile İslâm dairesi içerisinde insanla, insanüstünün daha ileri bir hayata varırken çatışmaya değil ihsan'a dayalı bir münasebetler zinciri kurmuş olduğunu görebiliriz.

İnsanın zenginleşmesini ateşi çalmakta gören bakış açısı ile aynı zenginliği kalem ile yazı yazmaya atfeden bakış açısını birbiriyle uzlaşır saymak mümkün değil. Bir peygambere göklerin esrarının açılması şaşılacak bir husus değil. Ama Prometeus'un akıl sahibi oluşu onun gök'le temel çatışmasının da başlangıcıdır. Birine ihsan edilen şuur ve akıl, ötekinde çatışmanın merkezi oluyor.

...

İsmet Özel, Üç Mesele, Şûle Yayınları

1.7.11

Rüya ve Siyaset

...
Hiç gözden kaçırılmaması gereken nokta, siyasî mücahedenin birlikte, topluca yapılıyor olması ve nutuk irad etmekle, bu yolda hamallık yapmanın aynı siyasî kaliteye sahip olmasıdır. Eğer siyasî mücahede içindeki mü'minler topluluğunda, görevi gereği komuta mevkiinde olanla, o komutu yerine getirecek olan arasında mücadele şuuru bakımından bir farklılık varsa, diyelim ki komuta etmenin daha yüksek kalitede bir siyaset olduğu kanaati doğmuşsa inanç hareketini dünyevî endişelerin istilâ etmesine müsait bir gedik açılmış demektir. İşte bu, rüya noksanlığındandır.

Rüya sahibi olan siyasi, görevini rüyasının zenginliği seviyesine çıkarma gayreti içindedir. Rüya, her ferdin davranışlarında açık, dürüst ve cesur olmasını sağlayacak bir teçhizattır.
...


İsmet Özel, Üç Mesele, Şûle Yayınları